img Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi
logo-img

Kırşehir'in Kültürü

img

Kırşehir'in Kültürü

Ahi Evran ve Ahilik Kültürü

Ahi Evran, Anadolu’da Ahilik Esnaf Teşkilatının kurucusu olan büyük âlimdir. Doğum ve ölüm tarihleri kesin bilinmemektedir. Batı Azerbaycan tarafından bulunan Hoy kasabasında doğmuştur. İnsanlara kardeşlik ve beraberliği aşılamak için Anadolu’ya gelmiştir. Kayseri’ye yerleşmiştir. Burada “Sanatların en kutsalıdır. Çünkü sabır ve tahammül gerektirir.” dediği debbağlık(dericilik) işini yaparak geçimini sağlamıştır. Bunun yanında halkı irşad etmeye devam etmiştir. Daha sonra Kırşehir’e gelerek hayatının sonuna kadar burada kalmıştır. Ahi Evran, kardeşlik, cömertlik ve yiğitlik manasına gelen Ahilik Teşkilatını kurmuştur. Bugünkü manada Esnaf Teşkilatı diyebileceğimiz bu kuruluş, esnafı bir çatı altında toplamış ve örgütlenmesini sağlamıştır. Ahilik, sanat, ticaret ve mesleğin olgun kişilik, ahlak ve doğrulukla iç içe girmiş bir karışımıdır. Ahi diye anılan kişi kesin olarak bir sanat, ticaret ya da meslek sahibidir. Bununla beraber Ahi, olgun, ahlâklı, merhametli, iyiliksever ve her işinde, her davranışında dürüst ve güvenilir bir kişidir. Ahi Evran'ın Türbesi Kırşehir merkezde Ahi Evran Camii’nin sol tarafındadır. Türbe 1481 yılında Fatih Sultan Mehmet’in kayınbiraderi Alaüddevle tarafından yaptırılmıştır.

img
Cacabey Camii (Medresesi)-Cacabey Türbesi

Kırşehir kent merkezinde bulunan medrese, Selçuklu döneminde Kılıçaslan oğlu Keyhüsrev zamanında Kırşehir emiri Nurettin Cibril Bin Cacabey tarafından 1271-1272 yıllarında gözlemevi ve medrese olarak yaptırılmıştır. Eser sonradan camiye çevrilmiştir. Minaresindeki mavi çiniler nedeniyle halk arasında “ cıncıklı” camii adı ile anılmaktadır. Medrese kesme taştan yapılmış olup kare planlıdır. İki eyvanlı kapalı avlulu medreseler gurubuna girmektedir. Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet vermiştir. Cacabey camiinin sol bitişiğinde Cacabey’e ait bir türbe bulunmaktadır.

img
Âşık Paşa Türbesi

Asıl adı Ali olan Âşık Paşa, 1272 yılında Kırşehir’de doğdu. Alaaddin Ali, başağa ya da en büyük kardeş olarak tanınmış Başağa adı, zamanla “Beşe” sonra da “Paşa” olarak söylenmiş, şiirlerinde de “Âşık” mahlasını kullandığı için de asıl adı unutularak “Âşık Paşa” adıyla anılmaya başlanmıştır. 13.yüzyılda Âşık Paşa, Kırşehirli Şeyh Süleyman Türkmani’den din ve tasavvuf bilgilerini öğrenmiştir. Ahilik örgütünün mucidi olmuştur. Çevresine toplanan Oğuz boylarına dostluk ve kardeşlik fikirlerini aşılamış, onlara Türkçe seslenmiştir. Bir ara Kırşehir Beyi olarak atanmıştır. Âşık Paşa’nın orijinali Kayseri’den Kırşehir’e getirilen öz Türkçe yazılı 12 bin beyitlik “Garibname” adlı eseri ünlüdür. Türbesi Kırşehir Aşıkpaşa mahallesinde bugünkü Ankara-Kayseri yolu üzerindeki tepede yer alır.

img
Ahmedî (Gülşehri)

Doğum ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1250 yılında doğduğu sanılmaktadır. 85 yıl yaşadığı bilindiği için, 1335 yılında da öldüğü tahmin edilmektedir.Asıl adı Ahmet’tir. Yaşadığı dönemlerde Kırşehir’e “Gülşehri” denildiği için “Gülşehri” diye anılmaktadır. Gençliğinde edebiyat, tasavvuf öğrenmiştir. Kırşehir’de bir zaviye kurarak, Mevlevilik’i yaymaya çalışmıştır. Yapıtı “Mantıkut’t Tayr”da yer alan dizelerinde, kent halkının saydığı bir şeyh olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Ahi Evran ile 50 yıl birlikte yaşadığı ve Ahi olduğu anlaşılmaktadır. Ahiliğin anayasası sayılan “Fütüvvetname” adlı bir eseri vardır. Kabri Kırşehir merkezde yine aynı adı taşıyan “Ahmedi Gülşehri Parkı” içerisinde bir türbededir.

img
Neşet Ertaş

Bozkırın Tezenesi olarak da bilinen Neşet ERTAŞ, 1938 yılında Kırşehir’in Kırtıllar köyünde dünyaya geldi. Neşet ERTAŞ, babası Muharrem ERTAŞ ile adeta Anadolu’daki en olgun ve üst seviyesine erişen bu Türkmen/Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur. Yoğun yöresel özellikleri ve baskın mahallilik unsurları ile donanmış bu müziği yöremizin dışına çıkarmış, ülke genelinde ve hatta yurtdışında bilinmesi ve tanınmasını sağlamıştır. UNESCO somut olmayan kültürel mirasın korunması sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden “Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri”ne alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Neşet ERTAŞ, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuarı tarafından Fahri Doktora Ödülü’ne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutulmuştur.25 Eylül 2012 tarihinde İzmir’de vefat etmiştir.